Kararsız seçmene promosyonu cepten mi veriyorsunuz?
Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2024 12:40
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2024 15:37
Parti ayrımı gözetmeksizin söylüyorum, maalesef bir çok belediye başkanı ve belediye başkan adayı, seçmeni etkilemek için promosyon yarışına girdi. Koltuk hırsının, makam bağımlılığının nerelere neler yaptırdığını üzülerek görüyoruz.
Acaba ileri demokrasi dediğimiz batı demokrasilerinde, mesela Avrupa Birliği’nde, Amerika’da seçmenleri etkilemek için bir belediye başkan adayı şehrin sakinlerine, promosyon göndermiş midir?
Bilen varsa yazarsa memnun olurum. Ben hiç böyle bir şey duymadım.
Son zamanlarda bu konuda o kadar çok hikaye duyuyorum ki. Bu durum beni çok rahatsız ediyor.
Şimdi buradan sesleniyorum.
Belediye başkanları, belediye başkan adayları, vatandaşa dağıttığınız hediye adı altında gönderdiğiniz promosyonların bütçelerini nereden karşılıyorsunuz?
Kendi ceplerinizden mi karşılıyorsunuz?
Eğer kendi cebinizden karşılıyorsanız hiçbir sözüm yok. Fakat belediye çalışmaları için ayrılan bütçelerlerden bunları karşılıyorsanız gerçekten gittiğimiz yol yol değil
Öncelikle hakka giriyorsunuz Asljnda nasıl bir bütçeden bunların karşılandığını da çok iyi biliyorum. Türkiye’nin yerel yönetimler seçimleri bu noktaya gelmemeliydi.
Unutulmasın ki halk davukluğunun sonu yoktur. Bu tür yollarla elde edilen makamların, koltukların da kimseye bir faydası olmaz. Ne size, ne halka hiçbir faydası olacağını düşünmüyorum. Vazgeçiniz vazgeçiniz vazgeçiniz.
Seçim ve geçim
31 Mart‘ta yerel seçime gidiyoruz oturduğumuz kentlerin ilçelerin belediye başkanlarını ve yerel yönetimlerini yani meclis üyelerini seçeceğiz. Adaylar belli oldu, Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edildi. Propaganda-kampanya dönemi başladı, hayırlı olsun. Fakat seçimlerin büyük bir rakibi var, hayat pahalılığı.
Vatandaşlar geçim sıkıntısından, hayat pahalılığından, yerel seçimin havasına atmosferine hala daha giremediler. Çünkü bazı vicdansızlar, bazı ahlaksızlar, mübarek Ramazan öncesinde, kırmızı et, beyaz et fiyatlarına bir gecede yüzde 20-25 zam yaptılar.
İnsanların Ramazan sevincini kursağında bırakan bu tür fiyat artışlarını yapanlar, kendi ceplerini doldurmak için vicdansızca vatanadaşların ceplerine el uzatmaktan çekinmiyorlar.
Daha önce de marketler iğneden ipliğe ve temel goda maddelerine zamlarını yağdırdılar. Görüyoruz ki hiçbir sebep yokken sadece cebini doldurmak için daha fazla para kazanmak için halkın vatandaşın cebine göz diktiler. Bu aç gözleri doyurmak gerçekten çok zor.
Vicdansızlık artık had safhada.
Buna bir dur demenin zamanı gelmedi mi? Maalesef denetim tarafında da çok büyük eksiklikler bulunuyor marketlerde, çarşıda, pazarda, şarküterilerde denetim yapması gereken Ticaret Bakanlığı, etkin bir denetim mekanizmasını maalesef kuramadı. Bu durum, bu fırsatçıların, bu açgözlülerin ekmeğine yağ sürmektedir. Kazancını, hakettiği miktarda tutan esnafı, tüccarı tabii ki bunların dışında tutuyorum ama maalesef çoğunluk olarak durum budur.
Hal böyle olunca, 31 Mart‘ta yapılacak seçimlerin de anlamını çok büyük bir oranda yitirdigini görüyoruz.
Hayat pahalılığı gölgesinde, bir yerel seçime doğru ilerliyoruz. Mübarek Ramazan geldi. insanlar iftar edecekler, sahur yapacaklar.
Sevap olsun diye insanlar birbirlerine iftar ikram edecekler ama bu şartlar altında bu sevaba girmenin bile artık maliyetinin çok yüksek olduğunu görüyoruz.
Böyle bir ortamda seçimlerden nasıl bir sonuç çıkarır? Yerel dinamikler mi etkili olur yoksa sandıklara iktidara ciddi bir uyarı niteliğinde tepki mi yansır?
Görelim mevlam neyler neylerse güzel eyler...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Zeki GÜMÜŞ
Kararsız seçmene promosyonu cepten mi veriyorsunuz?
Parti ayrımı gözetmeksizin söylüyorum, maalesef bir çok belediye başkanı ve belediye başkan adayı, seçmeni etkilemek için promosyon yarışına girdi. Koltuk hırsının, makam bağımlılığının nerelere neler yaptırdığını üzülerek görüyoruz.
Acaba ileri demokrasi dediğimiz batı demokrasilerinde, mesela Avrupa Birliği’nde, Amerika’da seçmenleri etkilemek için bir belediye başkan adayı şehrin sakinlerine, promosyon göndermiş midir?
Bilen varsa yazarsa memnun olurum. Ben hiç böyle bir şey duymadım.
Son zamanlarda bu konuda o kadar çok hikaye duyuyorum ki. Bu durum beni çok rahatsız ediyor.
Şimdi buradan sesleniyorum.
Belediye başkanları, belediye başkan adayları, vatandaşa dağıttığınız hediye adı altında gönderdiğiniz promosyonların bütçelerini nereden karşılıyorsunuz?
Kendi ceplerinizden mi karşılıyorsunuz?
Eğer kendi cebinizden karşılıyorsanız hiçbir sözüm yok. Fakat belediye çalışmaları için ayrılan bütçelerlerden bunları karşılıyorsanız gerçekten gittiğimiz yol yol değil
Öncelikle hakka giriyorsunuz Asljnda nasıl bir bütçeden bunların karşılandığını da çok iyi biliyorum. Türkiye’nin yerel yönetimler seçimleri bu noktaya gelmemeliydi.
Unutulmasın ki halk davukluğunun sonu yoktur. Bu tür yollarla elde edilen makamların, koltukların da kimseye bir faydası olmaz. Ne size, ne halka hiçbir faydası olacağını düşünmüyorum.
Vazgeçiniz vazgeçiniz vazgeçiniz.
Seçim ve geçim
31 Mart‘ta yerel seçime gidiyoruz oturduğumuz kentlerin ilçelerin belediye başkanlarını ve yerel yönetimlerini yani meclis üyelerini seçeceğiz. Adaylar belli oldu, Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edildi. Propaganda-kampanya dönemi başladı, hayırlı olsun. Fakat seçimlerin büyük bir rakibi var, hayat pahalılığı.
Vatandaşlar geçim sıkıntısından, hayat pahalılığından, yerel seçimin havasına atmosferine hala daha giremediler. Çünkü bazı vicdansızlar, bazı ahlaksızlar, mübarek Ramazan öncesinde, kırmızı et, beyaz et fiyatlarına bir gecede yüzde 20-25 zam yaptılar.
İnsanların Ramazan sevincini kursağında bırakan bu tür fiyat artışlarını yapanlar, kendi ceplerini doldurmak için vicdansızca vatanadaşların ceplerine el uzatmaktan çekinmiyorlar.
Daha önce de marketler iğneden ipliğe ve temel goda maddelerine zamlarını yağdırdılar. Görüyoruz ki hiçbir sebep yokken sadece cebini doldurmak için daha fazla para kazanmak için halkın vatandaşın cebine göz diktiler. Bu aç gözleri doyurmak gerçekten çok zor.
Vicdansızlık artık had safhada.
Buna bir dur demenin zamanı gelmedi mi? Maalesef denetim tarafında da çok büyük eksiklikler bulunuyor marketlerde, çarşıda, pazarda, şarküterilerde denetim yapması gereken Ticaret Bakanlığı, etkin bir denetim mekanizmasını maalesef kuramadı. Bu durum, bu fırsatçıların, bu açgözlülerin ekmeğine yağ sürmektedir. Kazancını, hakettiği miktarda tutan esnafı, tüccarı tabii ki bunların dışında tutuyorum ama maalesef çoğunluk olarak durum budur.
Hal böyle olunca, 31 Mart‘ta yapılacak seçimlerin de anlamını çok büyük bir oranda yitirdigini görüyoruz.
Hayat pahalılığı gölgesinde, bir yerel seçime doğru ilerliyoruz. Mübarek Ramazan geldi. insanlar iftar edecekler, sahur yapacaklar.
Sevap olsun diye insanlar birbirlerine iftar ikram edecekler ama bu şartlar altında bu sevaba girmenin bile artık maliyetinin çok yüksek olduğunu görüyoruz.
Böyle bir ortamda seçimlerden nasıl bir sonuç çıkarır? Yerel dinamikler mi etkili olur yoksa sandıklara iktidara ciddi bir uyarı niteliğinde tepki mi yansır?
Görelim mevlam neyler neylerse güzel eyler...