Hava Durumu

Yükselen Irkçılık ve Dezenformasyonlar

Yazının Giriş Tarihi: 05.08.2023 16:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.08.2023 16:47


Yüzyıl önce koca Osmanlı imparatorluğu, batıdan gelen ideolojiler ve milliyetçi akımlarının önünde duramadı ve dağıldı. Yaşanan Cihan harbi, yıkımlar ve milyonlarca kayıptan sonra yeniden toparlanmaya çalışan Türkiye aleyhine coğrafyamızda varlığını sürdüren kimi unsurlar halkın kaynaşmasına karşı büyük oyunlar oynamaya başladı. Dezenformasyon haberler vasıtasıyla halkların muhayyilesine karşı oynanan bu oyunlardan amaçlanan ise kin ve nefret tohumları ekilmeye çalışılmasıydı. Bu dezenformasyona karşı halklarımızın müteyakkız olması elzemdir.

Türkiye İletişim Başkanı Fahrettin Altun konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye'de de psikolojik harp maksadıyla yürütülen dezenformasyon kampanyaları, demokrasi ve demokratik müzakere kültürü üzerinde bir baskı oluşturmayı hedeflemektedir. Yalan haber ve manipülatif bilgi, demokrasi ve insan hakları için açık bir tehdittir. Dezenformasyon kampanyalarının başlıca hedefi, siyasal istikrarsızlık ve toplumsal kaos yaratmaktır. Bu süreçte en sık başvurulan taktikse radikalizmi körüklemektir” dedi.

Çoğunluğu Arap olmak üzere yaklaşık 4 milyona yakın mültecinin bulunduğu Türkiye’de, yabancılara yönelik artan şiddet eylemleri elbette kabul edilemez. İster Afrikalı ister Arap ve ister Asyalı insanlara yönelik münferit olayları şiddetle kınıyoruz. Türkiye hükümeti de yabancılara yönelik şiddet kullananlara karşı sert tedbirler almak için kolları sıvamış durumda. Özellikle şuna dikkat etmeli, dezenformasyonun bu kadar çok arttığı bir dönemde, münferit olayları, yalan haberleri ve ırkçı eylemleri birbirinden ayırt edepi ona göre çözümler üretmeli. Milyonlarca mültecinin olduğu Türkiye’de münferit olayların olabilirliğini dikkatten kaçırmadan yalan haberlere karşı da çok dikkat etmek gerekiyor.

Osmanlı’nın dağılışı sonrası. yüzyıl sonra Türkiye yeniden kendini toparlamış ve öz kimliğini bulmuş iken bu coğrafya halklarının bir arada hareket etmesini istemeyen siyasi oluşumlar ve sivil toplum örgütlerine karşı dikkatli olunması gerekiyor. Yüzyıl önce Türk ve Arap milliyetçi hareketler, hem Arap hem Türk halkının yüzde 10’unu bile temsil etmezken dönemin gazeteleri ve radyoları üzerinden yayılan yalan haberler ile hem Osmanlı bölünmüş hem de Arap dünyasından onlarca devlet ortaya çıkmıştı. Halbuki milliyetçi hareketlerin Arap birliğini savunması gerekirken, Arap dünyasında sanki başka ırklardanmış gibi onlarca Arap devleti vücuda getirildi.

Yüzyıl önce ünlü Türk düşünür Halil Halid, yazdığı “Türk ve Arap” adlı kitabında Türk ve Arap halklarına seslenmiş ve münferit olaylar üzerinden oluşturulan kin ve nefret tohumlarına dikkat çekmişti. Kitabında bu münferit olayları ister kasti ister kasıt olmadan yapılsın hem Türk hem de Arap halklarının kahir ekseriyetini temsil etmediğine işaret etmişti. Ancak bütün bunlara rağmen Türk ve Arap halkları bir grup milliyetçi hareketlerin oyunlarına gelip bölündüler. Bu tarih kitaplarına kadar sirayet etti. Yüzyıldır bunun ceremesini halen çekmeye devam ediyoruz.

Hâsıl-ı kelâm, bugün yeniden aynı oyunlara gelip kin ve nefret tohumlarının ekilmesine karşı bir şeyler yapmalıyız. Bunun içinde siyasilerimize, aydınlarımıza ve sivil toplum örgütlerimize çok büyük görevler düşmektedir. Türkiye, Katar, Kuveyt başta olmak üzere bütün Müslüman devletler, hem coğrafyamızdaki mülteci sorunlarını çözmek hem de dezenformasyonlara karşı ortak birimler kurmalıdır. Siyasilerimizi, aydınlarımızı ve STK'larımızı uyarıyorum, bu olaylar büyümeden önlemlerinizi alın bir yüzyıl daha kaybetmeyelim

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.