Hava Durumu

Görünenin Ötesinde: İsrail-İran Savaşı ve Derin Hesaplar"

Yazının Giriş Tarihi: 17.06.2025 19:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.06.2025 19:26


Her savaşın arkasında bir gerekçe olur. Ama bu gerekçeler ne kadar gerçek, ne kadarı sahneye konmuş bir oyun?

İsrail’in İran’a yönelik son saldırılarını meşrulaştırmak için öne sürdüğü gerekçe, “nükleer tehdit”. İsrail’in hedef aldığı tesislerin nükleer araştırma merkezleri olması, dışarıdan bakanların bu söylemi inandırıcı bulmasına neden oluyor. Ancak bu anlatının altında daha derin, daha karmaşık hesaplar var gibi görünüyor.

İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in iki ayrı dönemde yayımladığı fetvalarla, nükleer silahları “İslam’a aykırı” ilan ettiği biliniyor. Ayrıca, 2015 yılında Barack Obama döneminde imzalanan nükleer anlaşmayla, İran zenginleştirilmiş uranyum üretimini sınırlamayı ve tüm tesislerini uluslararası denetime açmayı kabul etmişti. İran bu anlaşmaya sadık kaldı. Ancak anlaşma, Donald Trump tarafından 2018’de tek taraflı olarak feshedildi.

Bugün ise masada yeni bir anlaşmanın konuşulacağı, diplomatik sürecin yeniden canlandırılacağı bir dönemdeyiz. İsrail’in saldırıları, yalnızca bu süreci baltalamadı; aynı zamanda bölgeyi uçurumun kenarına itti.

O zaman şu soru kaçınılmaz: Gerçek gerekçe nükleer silah mı, yoksa başka bir şey mi?

Netanyahu’nun Kendi Savaşı
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun içeride yaşadığı siyasi baskı, belki de bu saldırıların zamanlamasını açıklayan en somut dinamik. Hakkında devam eden yolsuzluk davaları, kamuoyunda azalan desteği ve 7 Ekim sonrası Gazze’de yaşanan insani kriz nedeniyle uluslararası arenada artan baskı... Bütün bu faktörler, Netanyahu’nun dikkatleri dışarıya yönlendirmesini politik olarak zorunlu hale getiriyor.

Bir liderin içerideki krizleri savuşturmak için savaş atmosferine sarılması, tarihte defalarca gördüğümüz bir senaryo. İsrail’de “beka” söylemiyle muhalefetin etkisizleştirilmesi, savaş kabinesi üzerinden oluşan birlik görüntüsü, bu krizin en çok Netanyahu’ya nefes aldırdığı gerçeğini doğruluyor.

Ancak İsrail toplumu içinde bile, ölen sivillerin sayısı arttıkça bu stratejinin sürdürülebilirliği sorgulanıyor. İran’dan gelen füzelerin her biri, yalnızca sivil hedefleri değil, Netanyahu’nun siyasi zeminini de sarsıyor.

Asıl Darbe: İran’ın İçinden
Bu çatışmanın en çarpıcı boyutu, İran’ın iç güvenlik zafiyetleri. Son yıllarda Mossad’ın İran içinde gerçekleştirdiği suikastlar, sabotajlar ve operasyonlar; İran rejiminin en büyük zaafının dış tehditlerden değil, iç sızmalardan kaynaklandığını ortaya koyuyor.

İran’ın nükleer programında çalışan bilim insanlarının öldürülmesi, askeri üslerdeki patlamalar, Tahran'da Hamas lideri İsmail Haniye’nin şehit edilmesi gibi eylemler, yalnızca teknolojik değil, psikolojik bir savaşın da yürütüldüğünü gösteriyor. Mossad ajanlarının İran devlet aygıtının içine kadar sızabildiği, hatta istihbarat biriminin başına atanan kişinin bile Mossad ajanı çıkması, devletin içten çözüldüğünün somut kanıtı.

Bu, klasik bir "içeriden çökertme" taktiği. 2013 öncesi Türkiye’deki FETÖ yapılanmasında olduğu gibi. Aynı taktik: sız, yüksel, uyut ve patla.

Stratejik Dönemeçteyiz
Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Tarafların askeri hamleleri kadar, zihinlere yapılan operasyonlar da belirleyici. İran’ın “atom bombası üretmeye ramak kalmış” bir ülke olarak hedef alınması, medya manşetlerinde meşruiyet yaratabilir. Ama gerçek savaş, algıların, kurumların ve halkların zihninde yürütülüyor.

İsrail’in elinde resmi olarak doğrulanmayan ama bilinen 100’ün üzerinde nükleer başlık varken; İran’ın müzakere masasına oturmaya hazır olduğu bir dönemde saldırıya uğraması, bu çatışmanın yalnızca nükleerle ilgili olmadığını gösteriyor.

Sonuç: İsrail’in Gizli Hesabı
Savaşın görünür gerekçeleri her zaman akla yatkın olmayabilir. Bazen makul görünen her açıklamanın ardında irrasyonel korkular, kişisel hırslar ve sistemik çöküşleri örtme çabası vardır. İran rejimi değişir mi bilinmez. Ama bu savaş Netanyahu’nun sonunu getirebilir.

İran’a atılan bombalar, belki de İsrail siyasetine düşen kıvılcımlardır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.