Hava Durumu

Dünya Ekonomisi Yeni Bir Döneme Giriyor

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2025 15:19
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2025 15:20


Küresel ekonomi öyle bir süreçten geçiyor ki, alışılmış tüm dengeler yerle bir oluyor. Dev ekonomiler birbirine karşı pozisyon alırken, arada kalan ülkeler için bu süreç, adeta bir varoluş mücadelesine dönüşüyor. Piyasalar trilyon dolarlık zararları sindirmeye çalışırken, ekonomik sarsıntının sesi sadece borsalarda değil, sokaktaki vatandaşın cebinde de yankılanıyor.

Tüm bu karmaşada bir isim sahnenin merkezinde Donald Trump var ama gerçek planları görebilmek için onun teatral söylemlerinin biraz ötesine bakmak gerekiyor. Trump bir kez daha sahne ışıklarını üzerine alırken, perde arkasında çok daha büyük ve organize bir akıl dünya düzenini yeniden şekillendirme peşinde.

Trump’ın "dostluk" anlayışı ise oldukça dikkat çekici. Kamuoyu önünde Türkiye’ye dair söylediği sözlerde samimiyet değil, ironi gizli. “Erdoğan’la iyi anlaşıyoruz” deyip ardından Papaz Brunson’ı hatırlatması, aslında ne kadar tehditkar ve pragmatik bir tavırla hareket ettiğinin göstergesi. Aynı dili Rusya’dan Çin’e, Mısır’dan Filipinler’e kadar birçok lider için de kullanıyor. Dikkat ederseniz bu liderlerin tamamı güçlü ama otoriter yapılarıyla öne çıkıyor. Trump'ın hoşlandığı “model” bu!

Gelelim işin ekonomik kısmına…

ABD’nin başlattığı ticaret savaşı, görünürde Çin’i hedef alsa da aslında tüm dünyayı ilgilendiriyor. Önce ithalata ek vergiler geldi, sonra misillemeler… Birbirlerine uyguladıkları tarifeler öyle rakamlara ulaştı ki, Çin ve ABD arasındaki ticaret neredeyse durma noktasına geldi.

Amerika, bu süreçte diğer ülkelere getirdiği ek vergileri bir süreliğine askıya alarak kendince stratejik bir denge kurmaya çalıştı. Ama bu sadece bir gecikme… Süre bittiğinde, küresel ticaretin kuralları yeniden yazılacak.

İşin içinde sadece ekonomi yok. Teknoloji rekabeti, jeopolitik çıkar çatışmaları ve bölgesel vekalet savaşları da bu hesaplaşmanın parçaları haline geldi. Yani mesele sadece bir “ticaret savaşı” değil; bu, küresel düzende güç haritasının yeniden çizilmesi meselesi.

Peki, Türkiye bu yeni oyunda nerede?

ABD, Türkiye'ye yüzde 10'luk bir vergi uyguladı diye iç rahatlatan açıklamalar yapıldı. Ancak unutulan şu: Bizim ABD ile zaten ciddi bir ticaret hacmimiz yok. Asıl soru şu: Çin, mallarını artık Amerika’ya satamayacaksa bu ürünler hangi pazarlara yönelecek?

Cevap net: Çin malları, fiyat düşürülerek Türkiye gibi pazarlarda agresif şekilde yer kapmaya çalışacak. Bu da yerli üreticiler açısından ciddi bir tehdit demek. Üstelik Çin’in rekabet avantajı sadece fiyatla sınırlı değil; parasını zayıflatarak ürünlerini daha cazip hale getiriyor.

Biz ise yıllarca tam tersini yaptık. Türk Lirası’nın değerini korumaya çalışırken dış ticaretteki rekabet gücümüzü ciddi anlamda zayıflattık. Bugün hâlâ reel fiyatla ihracat yapmakta zorlanıyoruz. Özetle, turpun büyüğü henüz heybeden çıkmadı!

Dünyada yeni bir ekonomik mimari kuruluyor. Bu düzende, ezberlerle hareket edenler değil, yeni koşullara hızla adapte olanlar ayakta kalacak. Türkiye’nin bu süreçte doğru pozisyon alması, üretim yapısını ve ticaret politikalarını yeniden şekillendirmesi şart.

Yoksa bu oyunun sonunda ne yazık ki sadece alkışlayan, izleyen ya da etkilenen değil; kaybeden ülkelerden biri olabiliriz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.