Arabesk müziğin Türkiye’deki iki kadın temsilcisi: Güllü ve Bergen…

Billur sesli, buğulu bakışlı Güllü, kendi ifadesiyle henüz 5 yaşında Gönül Akkor dinleyerek bugünlere gelmiş.

Sanatın doğum yeri gönüldür.

Arabesk müziğin müstesna sesli kadını da doğuştan yanık bir bağra sahip.

Ailenin geçimini 13 yaşında müzik sektörüne girerek ve mekanlarda çıkarak sırtlıyor.

Katıldığı bir programda eniştesinin “Annesi Güllü’nün kafasında ütü kırdı.” ifadesini içi sızlanarak onaylıyor.

Annesinden ciddi şiddet görerek büyüyen, (daha sonra bu şiddet sarmalı eşiyle devam ediyor. ) aynı zamanda evine babalık yapan bu genç kızın yüzü maalesef evlatlarında yana da gülmüyor.

Gelelim bugüne…

Eşine zor rastlanan bir cinayetle Güllü, sevdiklerinden ve hayranlarından koparıldı.

Eşine zor rastlanan diyorum çünkü bir evladın anneye kıyması istatistik olarak da düşük bir oranda…

Tuğyan ismini verdiği kızı ( Tuğyan Arapça kökenli olup manası zulümde ileri giden, sınırları aşan anlamına gelir…) tarafından camdan atılmak suretiyle hayatını kaybetti.

Camdan düşerek ölme şerhi her daim bir şaibeyi doğurur. Nitekim rahmetli Güllü için de aynı şerh düşürüldü.

Ölümünün ilk gününden herkesin bunun bir düşme olduğuna inandığı o günden bugüne yani cinayetin itirafının olduğu düne kadar…

Güllü ablayı öldürdüler diyen, tüm tanıkları tek tek toplayan ve ifade vermeye teşvik eden, basınla iş birliği içerisinde Güllü’nün ölümünü tozlu raflara kaldırmayan, rahmetlinin en yakınlarının vermediği mücadeleyi tek başına veren bir isim var: Ferdi Aydın

Cinayetin iki şüphelisinden biri olan ve Güllü’nün camdan atıldığı odada yer alan Sultan’ın itirafında Ferdi Aydın’ın rolü büyük.

Aslından Güllü’nün evine ve tek tek odalarına ve hatta site girişine dahi güvenlik kameralarını taktırması ve bunu ilan etmesi de rahmetlinin güvenlik endişesini ortaya koyuyor.

Güllü’de cellatlarıyla baş başa kalmak istemiyor.

Ve kadın hissetmiş olmalı ki en yakın arkadaşına olaydan 4 gün önce “ölümüm evlatlarımdan olacak” şeklinde bir cümle kuruyor.

Ve zannediyorum ki Güllü bugün yaşasaydı o olaydan sağ çıksaydı kızının onu attığını dahi gizleyecek bir yüreğe sahipti.

OĞLU TUĞBERK MASUM MU?

Tuğberk annesinin atıldığı o gece ne o evde ne de Yalova Çınarcıkta’ydı.

Ancak…

Annesinin haberini aldığı gibi hastanaye değil de camları kırıp eve girmesi ve annesinin zinet eşyalarını alması kamuoyunda büyük bir şüpheyi doğuruyor.

Avukatlarının eline tutuşturduğu bir sayfalık yazıyı soğukkanlı bir tavırda okuması da cabası…

Güllü cinayetinde gözaltıların devam edeceğini düşünüyorum.

Abi diye seslendikleri Asistan Çiğdem…

Güllü’nün bacağının ve belinin kırılmasına neden olan trafik kazasındaki tek şüpheli isim.

Rüyada kaza yaptığını gördüm gerekçesiyle şöför mahalindeki Güllü’nün üzerine atlıyor ve kaza yapmasına yol açıyor.

Araştırılsın…

Bir kadının hayatını el birliğiyle elinden alan bu akbabalar soruşturulsun.

Ne acı ki Güllü katilini doğurdu, besledi ve büyüttü…

Sözlerimi rahmetlinin en yakınlarından gördüğü vefasızlık ve nankörlüğü özetler gibi olan sözleriyle bitiriyorum:

“En büyük hatayı ben sende yapmışım

O taş kalbinde ben aşk aramışım

Demek ki yıllarca boşa yanmışım

Boşuna sevmişim, değmezmiş sana…”