Fatih hoca ve futbolcular 'nitelikli' dolandırılmış!
Yazının Giriş Tarihi: 29.11.2023 10:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.11.2023 10:34
Bazı futbolcuların isimlerinin de yer aldığı banka şube müdürü olarak çalışmış Seçil Erzan adlı şahsın sahte fon hesabı kurarak 18 kişiyi yaklaşık 45 milyon dolar dolandırdığı iddiasıyla açılan dava ile gündeme gelen “Sahte/Gizli Fon” ve “Nitelikli Dolandırıcılık” hakkında konuşmakta fayda görüyoruz.
Sahte/Gizli Fon ve Nitelikli Dolandırıcılık kavramlarını gündeme getiren olay üzerinden devam edecek olursak; banka şube müdürü olan şahıs, 2011’de borsada yaşadığı büyük zararları kapatmak için bazı kişilere "onlara bankada gizli bir fon bulunduğunu, yüksek getiri getirdiğini, Galatasaray eski teknik direktörü Fatih Terim ve Denizbank CEO’su Hakan Ateş’in de bu fonun içinde olduğunu" belirterek yüksek miktarlarda para almaya başladığını, aralarında bulunan birçok futbolcunun da piyasa koşullarının ötesinde fahiş faiz getirileri elde etmek amacıyla ilgili bankanın şubesi dışında nakit olarak paraları teslim edip getirilerinin de yine kayıt dışında nakit olarak aldığını belirtmiş. Şahsın beyanından anlaşılan, gerçekte böyle bir fon yoktur.Bu yüzden bu durumu tanımlarken “Sahte Fon” tabiri kullanılmalıdır.
Burada merak edilecek olan banka şube müdürü olan şahsın işbu eyleminden bankanın haberdar olup olmaması hususu, yine bankanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve şahsın beyanının aksine gerçekte böyle bir fonun var olup olmadığıdır. Öncelikle “Ponzi Sistemi”nden bahsetmemiz gerekir. Günümüzde büyük çapta işlenen dolandırıcılık suçları büyük oranda, ponzi şeması benzeri sistemler kurularak gerçekleştirilmekte. Şöyle ki; karlı bir işe yatırım yapılacağı vaadi ile şahıslardan para toplanmakta ve bir süre sonra sistemin çökmesiyle beraber sisteme en son dahil olan en çok zarara uğramakta. Bu gibi hadiselerde hile unsuru sadece kazanç vaadi değil; aynı zamanda toplanan paralarla göstermelik yatırımlar yapılarak sisteme dahil olmayı düşünen kişilerin güvenlerinin kazanılması.
Şahıs bir banka müdürü olarak ilgili bankanın kaşesini ve antetini kullanarak hareket ettiğinden ve ayrıca belgeler üzerinde bir kare kodu ile ISIN kodunun bulunması nedenleriyle mevcut davayı basit bir ponzi davası olarak tanımlamamız gerektiğini düşünüyoruz. İddianameden de, birçok müştekinin banka müdürü olarak çalışmış bulunan Seçil Erzan dışında çalıştığı bankadan da şikayetçi oldukları anlaşılmakta. Ancak, her ne kadar bahse konu belgeler sebebi ile bankacılık zimmeti suçundan soruşturma başlatıldıysa da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'ndan (BDDK) istenen rapor ile ihbar şartının yerine getirilmediği tespit edildi. Bu sebeple de bankacılık zimmet suçuna ilişkin takipsizlik kararı verilerek şahıs hakkında soruşturmaya nitelikli dolandırıcılık suçundan devam edildi. Nitelikli dolandırıcılık suçu ise Türk Ceza Kanunu’muzun 158. maddesinde düzenlenmekte ve ilgili olayın somut özellikleri dikkate alındığında kanuna göre şahsa verilecek hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Av. S. Gökçe ÖZDEMİR
Fatih hoca ve futbolcular 'nitelikli' dolandırılmış!
Bazı futbolcuların isimlerinin de yer aldığı banka şube müdürü olarak çalışmış Seçil Erzan adlı şahsın sahte fon hesabı kurarak 18 kişiyi yaklaşık 45 milyon dolar dolandırdığı iddiasıyla açılan dava ile gündeme gelen “Sahte/Gizli Fon” ve “Nitelikli Dolandırıcılık” hakkında konuşmakta fayda görüyoruz.
Sahte/Gizli Fon ve Nitelikli Dolandırıcılık kavramlarını gündeme getiren olay üzerinden devam edecek olursak; banka şube müdürü olan şahıs, 2011’de borsada yaşadığı büyük zararları kapatmak için bazı kişilere "onlara bankada gizli bir fon bulunduğunu, yüksek getiri getirdiğini, Galatasaray eski teknik direktörü Fatih Terim ve Denizbank CEO’su Hakan Ateş’in de bu fonun içinde olduğunu" belirterek yüksek miktarlarda para almaya başladığını, aralarında bulunan birçok futbolcunun da piyasa koşullarının ötesinde fahiş faiz getirileri elde etmek amacıyla ilgili bankanın şubesi dışında nakit olarak paraları teslim edip getirilerinin de yine kayıt dışında nakit olarak aldığını belirtmiş. Şahsın beyanından anlaşılan, gerçekte böyle bir fon yoktur. Bu yüzden bu durumu tanımlarken “Sahte Fon” tabiri kullanılmalıdır.
Burada merak edilecek olan banka şube müdürü olan şahsın işbu eyleminden bankanın haberdar olup olmaması hususu, yine bankanın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve şahsın beyanının aksine gerçekte böyle bir fonun var olup olmadığıdır. Öncelikle “Ponzi Sistemi”nden bahsetmemiz gerekir. Günümüzde büyük çapta işlenen dolandırıcılık suçları büyük oranda, ponzi şeması benzeri sistemler kurularak gerçekleştirilmekte. Şöyle ki; karlı bir işe yatırım yapılacağı vaadi ile şahıslardan para toplanmakta ve bir süre sonra sistemin çökmesiyle beraber sisteme en son dahil olan en çok zarara uğramakta. Bu gibi hadiselerde hile unsuru sadece kazanç vaadi değil; aynı zamanda toplanan paralarla göstermelik yatırımlar yapılarak sisteme dahil olmayı düşünen kişilerin güvenlerinin kazanılması.
Şahıs bir banka müdürü olarak ilgili bankanın kaşesini ve antetini kullanarak hareket ettiğinden ve ayrıca belgeler üzerinde bir kare kodu ile ISIN kodunun bulunması nedenleriyle mevcut davayı basit bir ponzi davası olarak tanımlamamız gerektiğini düşünüyoruz. İddianameden de, birçok müştekinin banka müdürü olarak çalışmış bulunan Seçil Erzan dışında çalıştığı bankadan da şikayetçi oldukları anlaşılmakta. Ancak, her ne kadar bahse konu belgeler sebebi ile bankacılık zimmeti suçundan soruşturma başlatıldıysa da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'ndan (BDDK) istenen rapor ile ihbar şartının yerine getirilmediği tespit edildi. Bu sebeple de bankacılık zimmet suçuna ilişkin takipsizlik kararı verilerek şahıs hakkında soruşturmaya nitelikli dolandırıcılık suçundan devam edildi. Nitelikli dolandırıcılık suçu ise Türk Ceza Kanunu’muzun 158. maddesinde düzenlenmekte ve ilgili olayın somut özellikleri dikkate alındığında kanuna göre şahsa verilecek hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.