İlk cümleyi doğru seçersen yazının sonu ufuktan görünür ve hiç yaban gelmez gideceğin yollar, koyacağın noktalar...
Doğru yerde doğru zaman gibidir yazmak, aklı durdurmanın ve de yormanın en güzel yoludur. Duyguların alfabesi olan kelimeler, dans etmek ister bir masal balosunda. İfade gücü masalsıdır lakin bir o kadar da doğanın kanunu gibi kesindir, keskindir. Pamuklara saran cümleler bazen pansuman etmeye bile yetmezken seni, bazen karanlık bir yolu aydınlatır, bazen de şeritleri çoğaltır sen azaltmaya çalıştıkça seçenekleri. Algıları ayakta tutan sargıların iyileştirme gücüdür yazmak.
Okurken uyuyabilen her duygu yazarken ayıktır. Oysa yazamadıklarımızın da coğrafyasıdır uykular; hatırda kalan kadar bir alemi üst baş giydiren bir iç güdü... Ezgilerin müjganıdır, gözlerin duvağı, sevginin varlığında ve yokluğunda yetişen arsız bir ot toprağı şereflendiren. Yürekten geçen yolcuların düştüğü paragraflardır yazılar. Ağlayanın gözyaşına karışan mürekkep, kavuşamayanın kaçtığı bir diyar, kurtulamayanın saklandığı bir gölge, tanrıyla dertleşmenin muhteşem tuvalidir yazmak.
Bir ruhun huzur bulduğu yazılası bir parşömen kağıdı yaşanılası kılar mı? Peki hayatı? Her gün olta attığın duygu denizinde yeni bir ifade yakalamak tatmin eder mi seni? Farkedilmek ister misin yalnızlığın beslerken seni?
Tutuklusu olduğumuz lisanlardan koşar adım özgürleştiren eylem düğmesidir yazmak. Evet çocukluğumdan beri her cümleye tokalar takan bir kız çocuğuydum ben. Süslemediğim cümleye nefes aldırmazdım.kimse farkında değildi ama ben kendimi yazarken çoğalttım ve çoğaldıkça yaşadığımı hissettim. Ürettiğim cümlelerden daha fazla mutlu eden bir şey bulamadım bu hayatta ve anlaşılması güç oldum hep anlatımım bu kadar güçlüyken bile. Test kitaplarının boşluklarında şiirlerim, yapılacaklar listesi gibi yazılacaklar ordusu ile bezenmiş yapışkan not kâğıtlarıyla dolu kütüphanem, şarkı sözlerimin doldurduğu kokulu defterlerim, zihnimin odalarında gezmenin verdiği haz ile beni çıkardığı yolculukta çok fazla cümleyle yüzleştim. İnsanın kendine has bir anlatım dilinin oluşması için gerekli olan o ilk cümle ve yıllarca tekrarlanan ilk cümleler.
Taziye dilemenin zorluğundan farksız, gözyaşı gibi bağımsızdır cümleler... Sen kurdukça güçlenir kalemin, dolunay gibi doğurur medceziri...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Merve HOLEFTER
İlk cümle hep zor olandır...
İlk cümleyi doğru seçersen yazının sonu ufuktan görünür ve hiç yaban gelmez gideceğin yollar, koyacağın noktalar...
Doğru yerde doğru zaman gibidir yazmak, aklı durdurmanın ve de yormanın en güzel yoludur. Duyguların alfabesi olan kelimeler, dans etmek ister bir masal balosunda. İfade gücü masalsıdır lakin bir o kadar da doğanın kanunu gibi kesindir, keskindir. Pamuklara saran cümleler bazen pansuman etmeye bile yetmezken seni, bazen karanlık bir yolu aydınlatır, bazen de şeritleri çoğaltır sen azaltmaya çalıştıkça seçenekleri. Algıları ayakta tutan sargıların iyileştirme gücüdür yazmak.
Okurken uyuyabilen her duygu yazarken ayıktır. Oysa yazamadıklarımızın da coğrafyasıdır uykular; hatırda kalan kadar bir alemi üst baş giydiren bir iç güdü... Ezgilerin müjganıdır, gözlerin duvağı, sevginin varlığında ve yokluğunda yetişen arsız bir ot toprağı şereflendiren. Yürekten geçen yolcuların düştüğü paragraflardır yazılar. Ağlayanın gözyaşına karışan mürekkep, kavuşamayanın kaçtığı bir diyar, kurtulamayanın saklandığı bir gölge, tanrıyla dertleşmenin muhteşem tuvalidir yazmak.
Bir ruhun huzur bulduğu yazılası bir parşömen kağıdı yaşanılası kılar mı? Peki hayatı? Her gün olta attığın duygu denizinde yeni bir ifade yakalamak tatmin eder mi seni? Farkedilmek ister misin yalnızlığın beslerken seni?
Tutuklusu olduğumuz lisanlardan koşar adım özgürleştiren eylem düğmesidir yazmak. Evet çocukluğumdan beri her cümleye tokalar takan bir kız çocuğuydum ben. Süslemediğim cümleye nefes aldırmazdım.kimse farkında değildi ama ben kendimi yazarken çoğalttım ve çoğaldıkça yaşadığımı hissettim. Ürettiğim cümlelerden daha fazla mutlu eden bir şey bulamadım bu hayatta ve anlaşılması güç oldum hep anlatımım bu kadar güçlüyken bile. Test kitaplarının boşluklarında şiirlerim, yapılacaklar listesi gibi yazılacaklar ordusu ile bezenmiş yapışkan not kâğıtlarıyla dolu kütüphanem, şarkı sözlerimin doldurduğu kokulu defterlerim, zihnimin odalarında gezmenin verdiği haz ile beni çıkardığı yolculukta çok fazla cümleyle yüzleştim. İnsanın kendine has bir anlatım dilinin oluşması için gerekli olan o ilk cümle ve yıllarca tekrarlanan ilk cümleler.
Taziye dilemenin zorluğundan farksız, gözyaşı gibi bağımsızdır cümleler... Sen kurdukça güçlenir kalemin, dolunay gibi doğurur medceziri...