Çocukken hepimize hikayeler anlatılmıştır. Bunların çoğu gerçek üstü hikayelerle süslenmiş kah korkutucu kah cesaretlendirici kah da hayallerimizin üstünde güzellikteydi. Dede Korkutlar, peri masalları, hayali kahramanlar…
Çocuklara masallar neden anlatılır? Bir çok dayanağı var elbette. Ebeveynler toz pembe bir dünya sunmak ister belki çocuklarına, gerçeklerin acıtan tarafından uzakta...
Bu hikayeler özenle seçilip onların gelecek algısını oluşturmak için anlatılmalı mıydı? Bence evet. Çünkü çocukların hayal dünyasını şekillendiren bu masallar, farkında olmadan onlara büyük sorumluluklar yükleyip karakterlerini yaratan öğelerle dolu. Hepsi bir gün hayal kırıklığı olarak geri döndü mü? Bir çoğu döndü.
Şimdi size bir hikaye anlatacağım.
Bir varmış bir yokmuş ünün ve şöhretin herkesin aklını çeldiği bir çağ varmış. Bu çağda yaşayan, henüz büyümekte olan güzeller güzeli bir Aleyna varmış. Annesi babası onu çok severmiş, arkadaşları onu hep parmakla gösterirmiş. O kadar güzel bir sesi varmış ki dinleyenleri büyüleyip etkisi altına alırmış.
Bir gün annesi, kızındaki müzik aşkının şiddetine kapılan anne, onun şarkı yazma ve söyleme yeteneğinin göz ardı edilemeyecek bir boyutta olduğunu düşünerek onu yarışmalara, sahnelere götürürmüş. Daha çok insana ulaşmayı kendine bir sorumluluk evladına hayalerine açılan bir kapı olarak görürmüş ve bir gün doğru kapı çalınmış, Aleyna birlikte yol aldığı aranjör ile uzun yıllar hit kalacak bir çalışma ile herkesin dikkatini çekmiş. Ancak planlanmayan bir şekilde övgü ile yargı arası bir şöhret edinmeye başlamış. Bütün ülkenin gündemine oturan Aleyna o kadar mutluymuş ki destekleyenler, yerenler aslında onu bilmediği bir yalnızlığa sürükleyecekmiş.
Dillerden dillere dolanan büyük şarkıları seslendiren Aleyna halkın yıldızı olmak için çok genç bir yaştaymış. Onu şöhretin doruklarına çıkaran en etken haber yaşıyken kıyafet özgürlüğü magazin gündemini iyiden iyiye meşgul ediyormuş. Bir başarı hikayesi yazılıyor ve ülkenin çoğu genç kızları da Aleyna nın bu başarısından ilham alıp onu destekliyormuş. Ancak ülkede on sekizini daha doldurmayan güzel Aleyna için tartışmalar, yorumlar hasar verici şekilde devam ediyormuş. Aleyna ise bu yaş tartışması krizinden akıllıca bir çözümle kurtulmayı da başarmış, pembe kocaman bir ayıcık ile çocukların kalbinde taht kurmayı başarmış.
Aleyna bir çizgi karakter gibi, bir masal prensesi gibi figür olmuş. Ardından her şey çok hızlı ilerlemiş, adeta ışık hızında ve bu hız sonradan onu bilmediği bir tükenmişliğe sürüklemiş.
Aleyna nihayetinde on sekizini tamamlamış ve reklamlar, iş anlaşmaları, dizi gibi bir çok ürünün yüzü olmuş. Nihayetinde şöhreti ülke dışına yayılmaya başlamış. Yabancı prodüktörler, ünlü şarkı yazarları ile çalışma fırsatı bulmuş. Artık yola çıktığı aranjör, yerel dil şarkılar da yokmuş. Çünkü Aleyna dünya starı olmak istemiş. Ülkesinde yapacağı ne kalmıştı ki? Bu durum yanlış stratejiler doğurup günden güne kariyerini zehirleyen bir hal almaya başlıyormuş. Onu destekleyen şirketlerin onun hayallerini gerçekleştirmekten başka şansı yokmuş. Ülkenin değil dünyanın starı olma arzusu onu hiç bilmediği bir yanlışa sürükleyecekmiş.
Kendi ülkesinde hak ettiği takdiri bulamamış Aleyna. Belki de ona dünya bile yetmemiş. Çünkü bu Aleyna nın kişisel hayaliymiş, ülkesini temsil ettiği bir yarışma değilmiş. Bir başarısızlık gibi duran şey aslında onun cesaretiymiş. Cesareti kırılmış, içindeki çocuğa kıyılmış, sessizleşmiş. Aleyna sonunu düşünmeyen rahatlıkta “Bu gemi batmaz” diyerek devam etmiş. Artık birilerinin piyonu olmak istemeyen Aleyna, onu yönlendirenlerin oyununa gelmiş. Kendi kariyerini zehirleyen Aleyna kendini düşünmezken onu neden başkalarını düşünsün ki ablaları, abileri onu yalnız bırakmış.
Bir gün Aleyna bir video çekmiş. Onun var olmasını istemeyenler, işine taş koyanlar olduğunu söylemiş. Var etme gücü olanların yok etme gücünü gören Aleyna, dehşete kapılmış ve anlamış yola çıktıklarını yolda kaybettiğini. Evet, Aleyna'nın kamuya sunduğu videosundaki temel sorunun insanlığı artık gerçeklerle değil masallarla yaşatıp sonra onların tükenmişliğini inşa eden gücün, özellikle çocuklarımız için ne kadar tehlikeli olabileceğini vurgulamak isterim. Aleyna'ya şöhret serüvenini anlattığı bir kitap yazmasını ona şiddetle tavsiye ederim. Çünkü onu artık girdiği çıkmazdan onu sadece güçlü hikaye kurtarabilir. Çare yine sende Aleyna, yıllarca anlatılan bir masal olmaktan daha fazlasını yapabilirsin. Bu güç senin içinde herkese ve her şeye rağmen yeteneğin için mücadele etmeni ve asla pes etmemeni tavsiye ederim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Merve HOLEFTER
Aleyna Tilki, hayatını yazmalı!
Çocukken hepimize hikayeler anlatılmıştır. Bunların çoğu gerçek üstü hikayelerle süslenmiş kah korkutucu kah cesaretlendirici kah da hayallerimizin üstünde güzellikteydi. Dede Korkutlar, peri masalları, hayali kahramanlar…
Çocuklara masallar neden anlatılır? Bir çok dayanağı var elbette. Ebeveynler toz pembe bir dünya sunmak ister belki çocuklarına, gerçeklerin acıtan tarafından uzakta...
Bu hikayeler özenle seçilip onların gelecek algısını oluşturmak için anlatılmalı mıydı? Bence evet. Çünkü çocukların hayal dünyasını şekillendiren bu masallar, farkında olmadan onlara büyük sorumluluklar yükleyip karakterlerini yaratan öğelerle dolu. Hepsi bir gün hayal kırıklığı olarak geri döndü mü? Bir çoğu döndü.
Şimdi size bir hikaye anlatacağım.
Bir varmış bir yokmuş ünün ve şöhretin herkesin aklını çeldiği bir çağ varmış. Bu çağda yaşayan, henüz büyümekte olan güzeller güzeli bir Aleyna varmış. Annesi babası onu çok severmiş, arkadaşları onu hep parmakla gösterirmiş. O kadar güzel bir sesi varmış ki dinleyenleri büyüleyip etkisi altına alırmış.
Bir gün annesi, kızındaki müzik aşkının şiddetine kapılan anne, onun şarkı yazma ve söyleme yeteneğinin göz ardı edilemeyecek bir boyutta olduğunu düşünerek onu yarışmalara, sahnelere götürürmüş. Daha çok insana ulaşmayı kendine bir sorumluluk evladına hayalerine açılan bir kapı olarak görürmüş ve bir gün doğru kapı çalınmış, Aleyna birlikte yol aldığı aranjör ile uzun yıllar hit kalacak bir çalışma ile herkesin dikkatini çekmiş. Ancak planlanmayan bir şekilde övgü ile yargı arası bir şöhret edinmeye başlamış. Bütün ülkenin gündemine oturan Aleyna o kadar mutluymuş ki destekleyenler, yerenler aslında onu bilmediği bir yalnızlığa sürükleyecekmiş.
Dillerden dillere dolanan büyük şarkıları seslendiren Aleyna halkın yıldızı olmak için çok genç bir yaştaymış. Onu şöhretin doruklarına çıkaran en etken haber yaşıyken kıyafet özgürlüğü magazin gündemini iyiden iyiye meşgul ediyormuş. Bir başarı hikayesi yazılıyor ve ülkenin çoğu genç kızları da Aleyna nın bu başarısından ilham alıp onu destekliyormuş. Ancak ülkede on sekizini daha doldurmayan güzel Aleyna için tartışmalar, yorumlar hasar verici şekilde devam ediyormuş. Aleyna ise bu yaş tartışması krizinden akıllıca bir çözümle kurtulmayı da başarmış, pembe kocaman bir ayıcık ile çocukların kalbinde taht kurmayı başarmış.
Aleyna bir çizgi karakter gibi, bir masal prensesi gibi figür olmuş. Ardından her şey çok hızlı ilerlemiş, adeta ışık hızında ve bu hız sonradan onu bilmediği bir tükenmişliğe sürüklemiş.
Aleyna nihayetinde on sekizini tamamlamış ve reklamlar, iş anlaşmaları, dizi gibi bir çok ürünün yüzü olmuş. Nihayetinde şöhreti ülke dışına yayılmaya başlamış. Yabancı prodüktörler, ünlü şarkı yazarları ile çalışma fırsatı bulmuş. Artık yola çıktığı aranjör, yerel dil şarkılar da yokmuş. Çünkü Aleyna dünya starı olmak istemiş. Ülkesinde yapacağı ne kalmıştı ki? Bu durum yanlış stratejiler doğurup günden güne kariyerini zehirleyen bir hal almaya başlıyormuş. Onu destekleyen şirketlerin onun hayallerini gerçekleştirmekten başka şansı yokmuş. Ülkenin değil dünyanın starı olma arzusu onu hiç bilmediği bir yanlışa sürükleyecekmiş.
Kendi ülkesinde hak ettiği takdiri bulamamış Aleyna. Belki de ona dünya bile yetmemiş. Çünkü bu Aleyna nın kişisel hayaliymiş, ülkesini temsil ettiği bir yarışma değilmiş. Bir başarısızlık gibi duran şey aslında onun cesaretiymiş. Cesareti kırılmış, içindeki çocuğa kıyılmış, sessizleşmiş. Aleyna sonunu düşünmeyen rahatlıkta “Bu gemi batmaz” diyerek devam etmiş. Artık birilerinin piyonu olmak istemeyen Aleyna, onu yönlendirenlerin oyununa gelmiş. Kendi kariyerini zehirleyen Aleyna kendini düşünmezken onu neden başkalarını düşünsün ki ablaları, abileri onu yalnız bırakmış.
Bir gün Aleyna bir video çekmiş. Onun var olmasını istemeyenler, işine taş koyanlar olduğunu söylemiş. Var etme gücü olanların yok etme gücünü gören Aleyna, dehşete kapılmış ve anlamış yola çıktıklarını yolda kaybettiğini. Evet, Aleyna'nın kamuya sunduğu videosundaki temel sorunun insanlığı artık gerçeklerle değil masallarla yaşatıp sonra onların tükenmişliğini inşa eden gücün, özellikle çocuklarımız için ne kadar tehlikeli olabileceğini vurgulamak isterim. Aleyna'ya şöhret serüvenini anlattığı bir kitap yazmasını ona şiddetle tavsiye ederim. Çünkü onu artık girdiği çıkmazdan onu sadece güçlü hikaye kurtarabilir. Çare yine sende Aleyna, yıllarca anlatılan bir masal olmaktan daha fazlasını yapabilirsin. Bu güç senin içinde herkese ve her şeye rağmen yeteneğin için mücadele etmeni ve asla pes etmemeni tavsiye ederim.