Hızlı yükselen, mesleki ve hayati açıdan tecrübesiz habercilerden (gazeteciler), ekranda 'güzel ve seksi kadın olsun' diye tutturan genel yayın yönetmelerinin ya da medya grup başkanlarının aymazlıklarıyla bu aymazlığa tüm şuhluğu ile kendini yamayan çok farklı yeteneklerı ve donanımları olan kadınlardan ibaret insan kaynaklarına sahip TV kanallarında ne olmasını bekliyorduk ki..
Medyada 'kağıttan dijitale' dönüşmek, tv kanallarının etkinliğinin çok artması ve nihayet sosyal medyanın getirdiği 'anarşik ortam' haber, dizi film, müzik, siyaset ve ekonomi programları ve diğer bütün içerikleri araçsallaştırdı. Yani haberleri seçip gösterenlerden, kültür üretimini ve gelişimini sağlayan diğer içeriklerin senaristlerine kadar her şey kötücül bir amaç için yapılır oldu.
Sonunda medyada kafayı bulanlar toplumla kafayı bulmaya başladı. Bunun bir çaresi var mı? Tabii ki var ama bir çare ile ya da kısa sürede büyük ölçekli bir düzelme, kalitelileşme beklemek yanlış olur. Nasıl ki yıllara sari birikimli bir yapısal ve insan kaynakları bozulması yaşanıyorsu bunu tersine çevirmek de ancak çoklu çareler üretmekle ve yıllarca çabalamakla mümkün olabilir.
Yayınlanan haber içeriklerinin neredeyse yüzde 80'ini MOBESE kameralarından ve tecavüz, cinayet, vahşet, hakaret dolu olaylardan seçenler sözde iyi habercilik yaptıklarını söylerler. Aslındaki yaptıkları 'pasif agresif yıkıcı muhalif toplum düşmanlığından' başka bir şey değildir. Etik olarak da tartışmaya çok açıktır. Çalışmadan yaşamanın yolunu bulmuşlar. Benzer durum kültürel etkileşimi ve gelişimi sağlayan içeriklerin üretim ve yayın seçimini yapanların tavrında da var. Çağdaş ya da muhafazakar, Trakyalı, Egeli, Karadenizli ya da Kürt veya başka hangi kimliğe kıyak geçtiği sanılırsa sanılsın dizi filmlerin topluma boca ettiği nedir öyle? Muhafazakarlığın her şeyini sergilediği iddia edilen ve birbiriyle kötülük okyanuslarında kapışan dizilerle ne amaçlanıyor olabilir?
Yasağı tabii ki asla savunmuyoruz ama özgürce seçildiği söylenen şeylerin çok da öyle olmadığını yönlendirmelerle oluşan senaryo ekiplerinin nelere saplanıp çıkamadığını biliyoruz. Her durumda da eleştiri hakkımızı kullanıyoruz...
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
MEDYA ELEŞTİRİ
Sonunda medya kafayı buldu!
Hızlı yükselen, mesleki ve hayati açıdan tecrübesiz habercilerden (gazeteciler), ekranda 'güzel ve seksi kadın olsun' diye tutturan genel yayın yönetmelerinin ya da medya grup başkanlarının aymazlıklarıyla bu aymazlığa tüm şuhluğu ile kendini yamayan çok farklı yeteneklerı ve donanımları olan kadınlardan ibaret insan kaynaklarına sahip TV kanallarında ne olmasını bekliyorduk ki..
Medyada 'kağıttan dijitale' dönüşmek, tv kanallarının etkinliğinin çok artması ve nihayet sosyal medyanın getirdiği 'anarşik ortam' haber, dizi film, müzik, siyaset ve ekonomi programları ve diğer bütün içerikleri araçsallaştırdı. Yani haberleri seçip gösterenlerden, kültür üretimini ve gelişimini sağlayan diğer içeriklerin senaristlerine kadar her şey kötücül bir amaç için yapılır oldu.
Sonunda medyada kafayı bulanlar toplumla kafayı bulmaya başladı. Bunun bir çaresi var mı? Tabii ki var ama bir çare ile ya da kısa sürede büyük ölçekli bir düzelme, kalitelileşme beklemek yanlış olur. Nasıl ki yıllara sari birikimli bir yapısal ve insan kaynakları bozulması yaşanıyorsu bunu tersine çevirmek de ancak çoklu çareler üretmekle ve yıllarca çabalamakla mümkün olabilir.
Yayınlanan haber içeriklerinin neredeyse yüzde 80'ini MOBESE kameralarından ve tecavüz, cinayet, vahşet, hakaret dolu olaylardan seçenler sözde iyi habercilik yaptıklarını söylerler. Aslındaki yaptıkları 'pasif agresif yıkıcı muhalif toplum düşmanlığından' başka bir şey değildir. Etik olarak da tartışmaya çok açıktır. Çalışmadan yaşamanın yolunu bulmuşlar. Benzer durum kültürel etkileşimi ve gelişimi sağlayan içeriklerin üretim ve yayın seçimini yapanların tavrında da var. Çağdaş ya da muhafazakar, Trakyalı, Egeli, Karadenizli ya da Kürt veya başka hangi kimliğe kıyak geçtiği sanılırsa sanılsın dizi filmlerin topluma boca ettiği nedir öyle? Muhafazakarlığın her şeyini sergilediği iddia edilen ve birbiriyle kötülük okyanuslarında kapışan dizilerle ne amaçlanıyor olabilir?
Yasağı tabii ki asla savunmuyoruz ama özgürce seçildiği söylenen şeylerin çok da öyle olmadığını yönlendirmelerle oluşan senaryo ekiplerinin nelere saplanıp çıkamadığını biliyoruz. Her durumda da eleştiri hakkımızı kullanıyoruz...