Sanat, ruhun derinliklerinden beslenen, aşkı, acıyı ve hayatın tüm renklerini en yoğun haliyle yaşayanların işidir. Kalbinde çiçekler açmayan, aşkı en güzel haliyle iliklerine kadar hissetmeyen bir insan sanatçı olamaz. Sanatçılar, duygularını en saf haliyle yaşayan ve hislerini notalara, renklere, kelimelere dökebilen özel insanlardır.

Serdar Ortaç, Türk pop müziğinin en özel isimlerinden biri. O, hayat dolu, ince ruhlu ve özgürlüğüne düşkün bir sanatçı. Şarkılarıyla milyonların duygularına tercüman oldu, hafızalara kazındı ve her dönemin vazgeçilmezi haline geldi. Ancak sanatçılar da insan… Onlar da hastalanır, yorulur, hayata küsebilir. Herkesin başına gelebilecek zorluklar, onların da kapısını çalar.

Babamın bana söylediği ve kulağıma küpe olan bir söz vardır:
“Bu dünyada benim başıma gelmez diye bir şey yoktur. Her şey herkesin başına gelebilir.”
İşte bu yüzden, hayatın bazen acımasız olduğu gerçeğini göz ardı etmeden, insanlara karşı daha anlayışlı olmalıyız.

Serdar Ortaç yıllardır zor bir hastalık ve talihsiz olaylarla mücadele ediyor. Ancak ne yazık ki, en çok da bu süreçte eleştirildi. Kimileri “neden hayata küstü, neden video paylaşıyor, neden böyle davranıyor?” diye sorguladı. Akıl verenler, eleştirenler çok oldu. Ama asıl soru şu:
Bu süreçte kim onun kapısını çaldı? Kim dostluğunu hissettirdi? Kim gerçekten yanında oldu?

Büyük sanatçılar kolay yetişmiyor. Serdar Ortaç da Türk müzik tarihinde asla silinmeyecek bir iz bıraktı. Onun yerine bir başkası gelmeyecek. Ama bizler, ona ihtiyacı olan sevgiyi ve desteği vererek, yeniden müziğe dönmesini sağlayabiliriz.

Ve inanıyorum ki, Serdar Ortaç yeniden beste yapacak. Yeniden küllerinden doğacak. Yeniden kuşlar gibi uçmayı hatırlayacak. Ve biz, müziğin sesini açıp yeni bir Serdar Ortaç şarkısıyla dans edeceğiz!

Reçete Belli:

Bol sevgi

Gerçek dostluklar

Mücadele gücünü artıracak dayanışma


Sanatçılarımıza sahip çıkalım. Çünkü onlar, hayatımızın en güzel anlarını unutulmaz kılan melodilerin ardındaki ruhlardır.