Bir kafede oturuyorsunuz… Etrafınıza bakıyorsunuz ve neredeyse herkesin gözleri telefon ekranına kilitlenmiş. Kimse birbirine bakmıyor, sohbetler yarım yamalak, gülüşmeler bile sanal. Deniz kenarında yürüyenler, maviliğe değil, telefonlarının kamerasına bakıyor. Anı yaşamak yerine onu kaydetmeye odaklanmışız.
Sevdiklerimizin en güzel anlarını, ekrandaki sanal dostluklara değişir olduk. Bir yemeğin lezzetini değil, nasıl göründüğünü önemsiyoruz artık. Aşk bile değişti. Gerçek duyguların yerini sanal mesajlar, emek vermenin yerini hazır ilişkiler aldı. Eskiden sevdiği kız için tıraş olup temiz gömlek giyenler vardı. Şimdi ise birkaç emojiyle sevgiyi ifade etmek yetiyor.
Ben bu tehlikeli oyunun içinde olmak istemiyorum. Göz göze konuşmayı, sevdiklerime gerçekten dokunmayı, hediyeler vermeyi seviyorum. Çünkü sevgi, ekranlardan değil, kalpten kalbe geçen bir şeydir.
Çocuklarımız da bu sanal dünyada büyüyor. AVM’lerde, telefon ekranlarında, sanal oyunlarda gerçek dünyanın güzelliklerini öğrenemezler. Bir ağaca dokunmadan, bir çiçeği koklamadan, bir kediye, bir köpeğe sevgiyle bakmadan nasıl doğayı hissedebilirler? İnsanlara içten bir "merhaba" demeden, gerçek dostlukları nasıl keşfedebilirler?
Hayatın en güzel yanları ekranlarda değil, dokunarak, hissederek, paylaşarak yaşanır. Gelin, sevdiklerimize daha çok bakalım, onlara daha çok dokunalım ve birlikte gerçek dünyanın güzelliklerini keşfedelim.
Sevgiyle ve gerçek dünyada kalın…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Füsun Deniz YILMAZ
Gerçek Dünyanın Güzellikleri Unutuluyor
Bir kafede oturuyorsunuz… Etrafınıza bakıyorsunuz ve neredeyse herkesin gözleri telefon ekranına kilitlenmiş. Kimse birbirine bakmıyor, sohbetler yarım yamalak, gülüşmeler bile sanal. Deniz kenarında yürüyenler, maviliğe değil, telefonlarının kamerasına bakıyor. Anı yaşamak yerine onu kaydetmeye odaklanmışız.
Sevdiklerimizin en güzel anlarını, ekrandaki sanal dostluklara değişir olduk. Bir yemeğin lezzetini değil, nasıl göründüğünü önemsiyoruz artık. Aşk bile değişti. Gerçek duyguların yerini sanal mesajlar, emek vermenin yerini hazır ilişkiler aldı. Eskiden sevdiği kız için tıraş olup temiz gömlek giyenler vardı. Şimdi ise birkaç emojiyle sevgiyi ifade etmek yetiyor.
Ben bu tehlikeli oyunun içinde olmak istemiyorum. Göz göze konuşmayı, sevdiklerime gerçekten dokunmayı, hediyeler vermeyi seviyorum. Çünkü sevgi, ekranlardan değil, kalpten kalbe geçen bir şeydir.
Çocuklarımız da bu sanal dünyada büyüyor. AVM’lerde, telefon ekranlarında, sanal oyunlarda gerçek dünyanın güzelliklerini öğrenemezler. Bir ağaca dokunmadan, bir çiçeği koklamadan, bir kediye, bir köpeğe sevgiyle bakmadan nasıl doğayı hissedebilirler? İnsanlara içten bir "merhaba" demeden, gerçek dostlukları nasıl keşfedebilirler?
Hayatın en güzel yanları ekranlarda değil, dokunarak, hissederek, paylaşarak yaşanır. Gelin, sevdiklerimize daha çok bakalım, onlara daha çok dokunalım ve birlikte gerçek dünyanın güzelliklerini keşfedelim.
Sevgiyle ve gerçek dünyada kalın…