İran, vekil güçleriyle sözde İsrail'i kuşattı. Suriye, Yemen ve Lübnan'da İsrail'i sözde sıkıştırdı. Filistin halkının sözde destekçisi oldu, şimdi orada soykırım var... İsrail bütün bunlar olurken büyük İran tehdidini bahane ederek ABD'den en ağır silah sistemlerini kolayca aldı. Hep İran'a karşı korunmak amacıyla bunu talep etti. Bu arada yine İran terör eylemlerinde ve iç savaş çıkarmada mahir o vekil güçleriyle Körfez bölgesinin zengin ülkelerini de tehdit altında tuttu. Bu sayede de ABD o ülkelere trilyon dolarlık silah sattı, ayrıca İsrail ile neredeyse aynı safta buluşmalarını sağladı.

Finalde, İsrail İran'a saldırdı ve ABD'nin kayıtsız şartsız desteği sayesinde 90 milyon nüfuslu ülkeyi dünya sahnesinde kepaze etti. ABD de bu işte son mühürü vuran nükleer öncesi en ağır bombaları İran'a attı ve İran bunlara yanıt olarak 'ABD ile danışıklı dövüş' ile son noktayı koydu. Katar'daki ABD üssünü sözde vurdu.

Yazıklar olsun on yıllardır müslüman ülkeleri bombalayan ABD ve İsrail'e, ayrıca onlara bunun için sözde düşmanlık yapıyormuş gibi görünüp çanak tutan İran'a...

Şimdi ne olacak?

İran, ABD ve İsrail ile masaya oturacak, ateşkes, barış yapacak. Sonra İran'daki kokuşmuş rejim çözülüp dökülecek. Muhtemeldir ki İran birkaç parçalı Irak ve Suriye gibi zayıf devletler sınıfında uzun yıllar çırpınıp duracak.