TFF’nin Yaş Sınırlaması Kararı ve Mağduriyet Riski
Yazının Giriş Tarihi: 21.05.2025 01:16
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.05.2025 01:17
Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2025-2026 sezonunda 3. Lig'de uygulanmak üzere "31 Aralık 2000 ve öncesinde doğmuş en fazla 5 futbolcuya lisans çıkarabilecek" şeklindeki sınırlamaya ilişkin kararı, kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Her ne kadar bu düzenleme, genç futbolculara alan açmak amacıyla yapılmış olsa da, bu düzenlemenin beraberinde ciddi mağduriyetleri de getirebileceği yönünde haklı endişeler var.Kararın duyurulmasının ardından sosyal medyada futbolculardan ve futbol camiasından çok sayıda tepki geldi. “Yıllarımı verdiğim futbolun içinde yaşıma takıldım” gibi ifadelerle gösterilen tepkiler, bireysel değil yapısal bir sorunun varlığına işaret ediyor. Bu durum, sporcu haklarının gözetilmesi gereken önemli bir noktada olduğumuzu gösteriyor.
Bu tür yapısal kararlar alınırken yalnızca hedeflenen fayda değil, etkilenen tarafların hakları da dikkate alınmalı. Hukuki açıdan değerlendirildiğinde, kararın federasyonun takdir yetkisi kapsamında olduğu açık. Ancak bu yetkinin sınırları ve kullanım biçimi, temel haklar ve eşitlik ilkesi çerçevesinde denetlenebilir. Özellikle hâlihazırda kulüpleriyle sözleşmesi devam eden futbolcuların, kadro dışında kalmaları ya da sözleşmelerinin feshedilmesi gibi sonuçlarla karşılaşmaları durumunda, hukuki yollara başvurular gündeme gelebilir. Bununla birlikte, spor hukukunun yapısı ve tahkim usulleri dikkate alındığında bu sürecin futbolcular için hem pratik hem de ekonomik açıdan zorlayıcı olabileceği de aşikardır.
Diğer yandan, bu karar sadece bireysel hak kayıplarını değil, aynı zamanda kulüplerin de teknik ve ekonomik planlamalarını doğrudan etkiliyor. Kulüplerin deneyimli oyunculardan faydalanma imkanının sınırlanması, rekabet dengesi açısından da sorunlu bir tablo yaratabilir.
Tüm bu nedenlerle, kararın genç oyuncuları destekleme amacı takdire şayan olsa da, uygulamanın tecrübeli futbolcuları sistem dışına itmemesi adına yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Elbette genç oyunculara fırsat sunmak önemlidir, ancak bu fırsat başka kariyerleri yok sayarak yaratılmamalı.
TFF’nin bu kararı yeniden değerlendirmesi; gençlere alan açarken tecrübeli oyuncuları dışlamayan , tüm paydaşların emeğini gözeten bir düzenleme ile daha dengeli bir çözüm geliştirmesi Türk futbolunun uzun vadeli gelişimi açısından daha faydalı olacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Av. Merve Güldür
TFF’nin Yaş Sınırlaması Kararı ve Mağduriyet Riski
Türkiye Futbol Federasyonu’nun 2025-2026 sezonunda 3. Lig'de uygulanmak üzere "31 Aralık 2000 ve öncesinde doğmuş en fazla 5 futbolcuya lisans çıkarabilecek" şeklindeki sınırlamaya ilişkin kararı, kamuoyunda tartışmalara yol açtı. Her ne kadar bu düzenleme, genç futbolculara alan açmak amacıyla yapılmış olsa da, bu düzenlemenin beraberinde ciddi mağduriyetleri de getirebileceği yönünde haklı endişeler var.Kararın duyurulmasının ardından sosyal medyada futbolculardan ve futbol camiasından çok sayıda tepki geldi. “Yıllarımı verdiğim futbolun içinde yaşıma takıldım” gibi ifadelerle gösterilen tepkiler, bireysel değil yapısal bir sorunun varlığına işaret ediyor. Bu durum, sporcu haklarının gözetilmesi gereken önemli bir noktada olduğumuzu gösteriyor.
Bu tür yapısal kararlar alınırken yalnızca hedeflenen fayda değil, etkilenen tarafların hakları da dikkate alınmalı. Hukuki açıdan değerlendirildiğinde, kararın federasyonun takdir yetkisi kapsamında olduğu açık. Ancak bu yetkinin sınırları ve kullanım biçimi, temel haklar ve eşitlik ilkesi çerçevesinde denetlenebilir. Özellikle hâlihazırda kulüpleriyle sözleşmesi devam eden futbolcuların, kadro dışında kalmaları ya da sözleşmelerinin feshedilmesi gibi sonuçlarla karşılaşmaları durumunda, hukuki yollara başvurular gündeme gelebilir. Bununla birlikte, spor hukukunun yapısı ve tahkim usulleri dikkate alındığında bu sürecin futbolcular için hem pratik hem de ekonomik açıdan zorlayıcı olabileceği de aşikardır.
Diğer yandan, bu karar sadece bireysel hak kayıplarını değil, aynı zamanda kulüplerin de teknik ve ekonomik planlamalarını doğrudan etkiliyor. Kulüplerin deneyimli oyunculardan faydalanma imkanının sınırlanması, rekabet dengesi açısından da sorunlu bir tablo yaratabilir.
Tüm bu nedenlerle, kararın genç oyuncuları destekleme amacı takdire şayan olsa da, uygulamanın tecrübeli futbolcuları sistem dışına itmemesi adına yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Elbette genç oyunculara fırsat sunmak önemlidir, ancak bu fırsat başka kariyerleri yok sayarak yaratılmamalı.
TFF’nin bu kararı yeniden değerlendirmesi; gençlere alan açarken tecrübeli oyuncuları dışlamayan , tüm paydaşların emeğini gözeten bir düzenleme ile daha dengeli bir çözüm geliştirmesi Türk futbolunun uzun vadeli gelişimi açısından daha faydalı olacaktır.