Hava Durumu

Madleen Gemisi: Uluslararası Hukukun Denizdeki Testi 

Yazının Giriş Tarihi: 10.06.2025 13:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.06.2025 13:55

Geçtiğimiz günlerde dünya kamuoyu, “Freedom Flotilla Coalition” çatısı altında hareket eden Madleen adlı geminin, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkmasının hemen ardından İsrail ordusu tarafından alıkonulmasıyla sarsıldı. Gemi Aşdod Limanı’na zorla çekildi; içindeki aktivistlerin bir kısmı sınır dışı edildi, kimileri belge imzalamayı reddettiği için gözaltı süreçleriyle karşı karşıya kaldı. Türk vatandaşları Şuayb Ordu ve Yasemin Acar hakkında ise Dışişleri Bakanlığı kaynakları, gerekli konsüler desteğin sağlandığını ve vatandaşların sağlıklı şekilde karaya çıktıklarını duyurdu. Şimdi kamuoyunun sorduğu esas soru şu: Uluslararası hukuk bu konuda ne diyor?

Bu sorunun cevabını anlamak için öncelikle geminin hukuki statüsünü inceleyelim. Madleen bir sivil gemidir, savaş gemisi değildir. Silahlı çatışmanın tarafı değildir. Bu nedenle 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri’ne göre, hem mürettebat hem yolcular “çatışmaya katılmayan siviller” olarak değerlendirilir ve koruma altındadır. Bu durum, özellikle IV. Cenevre Sözleşmesi’nin 3. maddesi uyarınca, bu kişilere karşı zorla müdahale, alıkoyma, kötü muamele gibi eylemleri hukuka aykırı hale getirir.

İsrail’in müdahalesinin gerçekleştiği yer, uluslararası sulardır. Bu da bizi Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS)’ne götürür. Söz konusu sözleşmeye göre bir devlet, yalnızca aşağıdaki hallerde başka bir devletin bayrağını taşıyan bir gemiye açık denizlerde müdahale edebilir: köle ticareti, korsanlık, izinsiz radyo yayını, insan kaçakçılığı veya bayrak sahtekârlığı. Madleen bu şartların hiçbirini taşımamaktadır. Dolayısıyla açık denizlerde bu şekilde bir müdahale sözleşmeye açıkça aykırılık taşır.

Dahası, kolektif cezalandırma yasağı, hem savaş hukukunda hem de insan hakları hukukunda yer alan temel bir ilkedir. Toplu bir halkı, milletin tamamını yahut belirli bir grubu sadece aidiyetlerinden ötürü cezalandırmak anlamına gelen bu yaklaşım, uluslararası teamül hukuku nezdinde de kesin biçimde yasaklanmıştır. Oysa Gazze’ye gönderilen insani yardım konvoylarının sistematik biçimde durdurulması ve hedef alınması; Gazze halkının kolektif bir cezalandırma yöntemi ile karşı karşıya kaldığını gözler önüne sermektedir.

Peki ne yapılabilir? Öncelikle gemide bulunan bireylerin vatandaşı oldukları devletler, Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi uyarınca müdahale hakkına sahiptir. Türkiye bu noktada süreci yakından izlemekte, vatandaşlarına konsüler destek sağlamaktadır. Aynı şekilde Fransa, Norveç, İsveç gibi diğer devletler de gerekirse diplomatik nota vermekten, Uluslararası Adalet Divanı’na başvurmaya kadar birçok diplomatik ve hukuki kanalı işletebilir.
Bunun yanında; kötü muameleye uğrayan bireylerin ya da sivil toplum kuruluşlarının, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuru yapması da teorik olarak mümkündür. Daha önce Mavi Marmara vakasında olduğu gibi, bu tür saldırılar uluslararası ceza hukuku açısından “savaş suçu” hatta “insanlığa karşı suç” kapsamında değerlendirilebilir. Elbette bu aşamada mağdurların ya da onların devletlerinin, gerekli hukuki süreçleri başlatmaları gerekecektir.

Sonuç olarak Madleen gemisi örneği, denizdeki özgürlüklerin artık sadece denizcilerin değil, insan hakları savunucularının da meselesi haline geldiğini gösteriyor. Uluslararası hukuk, devletlere yalnızca sınır çizmekle kalmaz; aynı zamanda o sınırların vicdanla yönetilmesini de şart koşar. Gemi sadece limana çekilmedi; hukukun nerede başlayıp nerede bittiğini tartıştığımız ahlaki bir rotaya girdi. Madleen yalnızca bir gemi değil; uluslararası hukuk açısından büyük bir sınav. Bu sınavda sadece İsrail değil, onun karşısında sessiz kalan ülkeler, uluslararası örgütler ve hatta kamuoyu da test ediliyor. Gazze’nin kalbi durmak üzereyken, uluslararası hukukun görevi sadece çatışmaları düzenlemek değil, insanlığın hayati damarlarını korumaktır; çünkü hukuk, toplumsal sağlığın nabzını tutmakla yükümlüdür.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.