Hava Durumu

Akşener'in oğlu, poşetlerle para dağıttı!

İYİ Parti Milletvekili Ümit Dikbayır, Genel Başkan Meral Akşener'in oğlu Fatih Akşener'in seçim sürecinde partinin kampanyasının başında olduğunu ve poşetlerle para dağıttığını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 23.11.2023 22:11
Haber Güncellenme Tarihi: 23.11.2023 22:28
Kaynak: Netgercek Özel
Akşener'in oğlu, poşetlerle para dağıttı!

İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, TV100'de, Erdoğan Aktaş ve Eşit Ağırlık programının konuğu oldu. Dikbayır, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in oğlu Fatih Akşener'in seçim sürecinde partinin kampanyasının başında olduğunu söyledi.
Dikbayır "Bizim partimizin seçim kampanyasını her anlamda Fatih Akşener yönetti. Nedenini bilmiyorum. Böyle bir şey olur mu? Biz bu ülkenin refahı için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu parti kimsenin oyun alanı değil. Seçime gidiyoruz, seçim kampanyamızı genel başkanın elektrik mühendisi oğlu yönetiyor. İtiraz ettiğimiz ödemelerle alakalı. Ben bunu da yeni duydum. Seçim bitti, Fatih Akşener bana “kampanya ekibine para vermem lazım” dedi. Ben de “biz bütün çalışanlara birer maaş verelim, genel başkandan bunun onayını alırım, onlar daha fazla çalıştı, onlara iki maaş veririz, paramız var” dedim. Elden para vermenin doğru olmayacağını söyledim. Ben elden para verme yöntemini uygulamadım. Benden sonra elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200 bin TL var, kendi ekibine para dağıtmış. Ben bunu anlamış değilim." ifadelerine yer verdi. Ben partinin bir tane kasası var ben de onun başındayım zannediyordum. Birkaç tane kasası varmış.

Ümit Dikbayır'ın açıklamalarından satır başları:

”Seçimle kongre arasında GİK toplantısı oldu. Seçimden sonra kongreden önce. Şimdi bu para mevzuları konuşulmaya başlandı. Partinin içinde bazıları “para ile milletvekilliği satıldığını” iddia etti. Ben bu toplantıda “bakın boş konuşmaya gerek yok, söylediğiniz şahıslardan bir tanesi bile Dikbayır’a veya İYİ Parti’ye bağışta bulundum” desin “milletvekilliğinden istifa edeceğim” dedim. Bu konu orada bitti. Bu bir rahatsızlıktı. Bizim tüzüğümüzde genel başkanın yüzde 5 hakkı var, istediği 30 vekili istediği yerden aday koyabilirdi. Bu kongre süreci geldi.

Biz meclise girdik, Ekim 15-20 gibi falandı, milletvekillerinden para istendi. Kiminden 1 milyon TL kiminden 500 bin TL , isim isim para istendi. İşin başlama yeri burası. Ben buna önce cevap vermedim. Bizden ayrılan Nebi Hatipoğlu bana soran ilk odur. ‘Partinin parası mı yok neden bizden para istiyorlar?’ dedi. Bunu bana sormanıza gerek yok ben bundan 3 ay önce kongrede yaklaşık 130 milyon TL parayla partiyi devrettim dedim. Seçim kazanılsın kazanılmasın bir parayı bütçenize ayırmak zorundasınız. Ocağın sonuna kadar yetecek parayı ben ayırdım. Biz 2022’yi 65 milyon TL ile bitirdik. Ben 6 ay için yaklaşık 130 milyon ayırdım. Orada parti eksi 16 milyonda denildi. “Olamaz” dedim, siyasi partinin parası ya vardır ya da yoktur. Geçenlerde parti bütçesini açıkladılar, 27 milyon TL paramız var dediler. Ben haklı çıktım gene. Bunu genel başkana “Ümit Dikbayır partinin parasına ne oldu? diye hesap soruyor” diye götürdüler. Bizim şirketimizde bu kadar para konuşulmuyor.

Akşener grup toplantısında yüzümüze baka baka bize bir şeyler ima etti. Arkadaşlar sana söylüyor dedi. Akşener “Belediyelerle iş yapanın elini kıracağım” filan dedi. Ben yine inanmadım, Sakarya’dan birilerine söylemiş. Grup toplantısı çıkışında hem avukatı hem de genel başkan yardımcısı Sedat Aksakallı’ya “görüşebilir miyiz” dedim. Bundan önce Akşener’e attığım Whatsapp mesajında “Ben bunları yapmadım, çocuklarımın üzerine yemin ederim” dedim. Mesajıma dönüş yapmadı, çağrılmadım. Aksakallı ile görüşmek zorunda kaldım. “Sizden tek bir şey istiyorum, benim genel başkanım hesaplarımı incelettiğimi söylüyorsunuz, ben böyle bir şey yapmadım. Savcılığa suç duyurusunda bulunan, bankaya dilekçe yazın” dedim. Sürekli olarak buradan sektirmeye çalıştı, “işte şeyler seni gösteriyor, devletten bilgi geldi” dedi. Genel başkanın bundan emin olduğunu söyledi. Benim ismimi geçirin, bundan hak doğsun bu işlemi ben yapayım dedim, olmaz dedi. Belediyelerle iş yaptığımı söyledi. Belediyelerle benim ne işim var? Benim normal hayattaki işimde de belediyelerle işim yok. Kendi ilimdeki belediye ile işim yok.
Benim, ailemin, sülalemin belediyelerle ticari ilişkisini ortaya çıkarsından bugün milletvekilliğinden istifa edeceğim.
Aksakallı sonra iş adamlarından para alıp getirdiğini söyledi. “Nasıl yani” dedim? Orada ben başka bir şey gördüm. “Ben bu partinin mali işler başkanıyım, senden bana para gelmedi?” dedim. Aksakallı “ben Esma hanıma verdim, kocasına verdim” dedi. Oradan bana veya partinin kasasına para gelmedi. Aksakallı bana bir kuruş vermedi.  
5 sene önce partiden atılmış bir kız, neden atıldığını biliyorum. Bu kız genel başkanlık katında birisiyle ilişkisi vardı. İsmini söylemeyeceğim, ikisinin de ailesi var. Bu işleri öyle ortaya atmak kolay değil. Ben isim söylersem bu insanların yuvası yıkılır. Bu işler kolay değil. Ben o zaman bu ilişkiyi fark ettim. Bu herife dedim ki “bu ilişkiyi bitir, bu iş genel başkana zarar verir, yoksa genel başkana söylemek zorunda kalırım” dedim. Bu çocuk, ilişkiyi bitirecek ama doğal olarak kıza da söyledi. “Ümit Dikbayır fark etti” derken, kendi şeyinde yakalanıyor. Sonra bu çocuk, özel kalem Esma Beker bu işi kapatıyor. Kızı işten çıkartıyorlar ama bu kız benden dolayı çıktığını zannediyor. Şimdi bir nefret var, birkaç yerde yazmış çizmiş. Ben de kendimden emin olduğum için yanıt vermedim. Şimdi bu kızdaki nefreti bildikleri için 5 sene sonra “biz sana yeniden iş vereceğiz” diyorlar. Eline muhtemelen üç beş kuruş para verecekler. Kızcağız da nasıl bir çaresizlik içindeyse “yaparım” diyor. Partiden de iki şahit, ortada hiçbir şey yok. Ben diyorum ki yukarıda Allah var. Benim bu kızla bir resmim, videom, konuşmam, HTS kayıtlarına girsinler bu kızla telefonum 1 dakika yan yana gelmiş mi? Alnım açık, yüzüm pak.
Beni sadece bundan disiplin kurulundan atamıyorlar, bu yüzden yanına birkaç şey daha ekliyorlar. Medyada partiyi yıpratıyorlar diye. Yürekleri yetiyorsa 5 dakika delikanlı olup tek maddeyle beni ihraç etsinler. Taciz davasının tek maddesiyle beni ihraç etsinler. Bu işe kim alet oluyorsa kim yalancı şahitlik yapıyorsa hepsiyle tek tek hukukun önünde hesaplaşacağım.

“AKŞENER BELEDİYELERLE İŞ YAPANI ARIYORSA ODASININ 3 METRE ÖTESİNE BAKACAK”
Akşener belediyelerle iş yapanı arıyorsa odasının 3 metre ötesine bakacak. Bütün Ankara biliyor. Makam odasının 3 metre ötesine bakacak. Bu partide başka oyunlar, kumpaslar dönüyor. Seçimden sonra genel başkan gitsin, biz onun yerine oynayalım diyen arkadaşlar var.

Söylediklerim yalansa Akşener mahkemeye versin. Bu süreçte Akşener’in eşiyle muhatap olmadım. Akşener’e çok kırgınım, asla hakkımı helal etmiyorum. Benim çoluğumu çocuğumu medyanın önüne attı. Beni istemiyorsa çağırıp söyleyebilirdi. Bu kadar alavereye gerek yoktu. Benim eşim her gün ağılıyor. Gücümün yettiği yere kadar mücadele edeceğim.

“İSİM VERİRSEM AKŞENER ÇOK MAHÇUP OLUR”
4-5 sene önce işten çıkardığınız birini niye işe alıyorsunuz? Gariban insanları kullanmasınlar. Ben ilişkisi olan kişinin ismini verirsen Meral Akşener çok mahcup olur. Akşener’e çok yakın. Beni zorlamasınlar. Bu kişi hala genel merkezde.

Kaynak: Netgercek Özel

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.